Rasulullah (sav)’ı Anmak mı, Anlamak mı?

-köprüden önce son çıkış-

Allah; yeryüzünü adalet ve özgürlük temelinde imar etsinler, yaratıcısı ve hemcinsleri ile doÄŸru iliÅŸkiler kurabilsinler diye, yeryüzünün sakinleri olarak yaratmış olduÄŸu insanoÄŸluna, kendi içlerinden bir elçi göndermiÅŸ ve bu son Nebi Abdullah’ın oÄŸlu Muhammed, (sav) olmuÅŸtu.

Kendi içimizden, arkadaşımız, bize karşı şefkat ve merhametle dolu bir Elçi.

Âlemlere rahmet ve güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen,

Kur’an ahlakıyla sarmalanıp bizim için güzel örneklerle donanmış bir Elçi.

O, Allah’ın son elçisi idi. Ä°nsanoÄŸlu onun getirdiÄŸi ilkelerle vesayetten kurtulmuÅŸ, rüştünü ispat etmiÅŸ ve kemale ermiÅŸti. Ve belki de bu nedenle baÅŸka bir elçinin gönderilmesine gerek kalmamıştı. YüklendiÄŸi görevi eksiksiz yerine getirdiÄŸini örnek bir toplum oluÅŸturarak ispat etmiÅŸ, aramızdan ayrıldığında da ayrılığa düşmeyelim, ökçelerimiz üzerine geriye dönmeyelim, iyiliÄŸi emreden, kötülükten alıkoyan hayırlı bir ümmet olalım diye, güzel ahlakı ile birlikte Allah’ın Kelamını bizlere emanet etmiÅŸti.

Biz ise bıraktığı emaneti anlamak ve yaÅŸayarak anlatmak yerine, O’nu anmaya baÅŸladık. O, Allah’ın elçisi biz de onun elçileri idik. Ancak sadece anmakla O’nun elçisi olabilmemiz mümkün deÄŸildi Nitekim andıkça ondan uzaklaÅŸtığımızı, fakat anladıkça ona yaklaÅŸtığımızı, yani onun mücadelesini ve örnek ahlâkını hayatımızın her alanı için rol (ahlak/misyon) model edinme sorumluluÄŸunun farkına varmalıydık.

Öyleyse gelin onu yeryüzünün herhangi bir yerinde süregelen kavgalarımıza, ihtiraslarımıza konu yapmadan; miladi veya hicri takvime göre zaman ve mekân deÄŸiÅŸtiren, samimiyetten yoksun bir “anma yarışı”na sokmadan, anlayalım. Anlayalım ki; her an ve her dem yeniden yaÅŸayarak çağımıza anlatmış olalım.

Bunu bir ÅŸekilde baÅŸarmak zorundayız. Artık, âlemlere rahmet olarak gönderilen elçinin önünden çekilelim de insanlık için rahmet olmaya devam etsin. Gerçekten de insanlığın buna çok ama çok ihtiyacı var. Özellikle de bu mazlum ümmetin. O’nun yüklenmiÅŸ olduÄŸu misyonu görev edinmez, ahlakı ile ahlaklanmaz isek; onun mirasını yaÅŸatacak baÅŸka müminlerinin sırada beklediÄŸini unutmayalım. Zira bizim nesil için bu çağın “Köprü den önce son çıkışı’’ gösterdiÄŸi açık deÄŸil mi?

Ömer Alperenoğlu